Günümüzde bilginin çok hızlı yayıldığı malum fakat internet üzerinden yayılan bu bilgilerin çoğu kirli bilgi. Eğer başörtülü
bir bayan ya da “yandaş medya”dan bir yazar bir şey yazıyorsa hemen yazının
içinden kırpılacak alan büyük titizlikle seçilip servis ediliyor. Ondan sonra
özenle seçilmiş bu cümlelerle bir vaveyladır kopuyor “karşıt medya”da. Tıpkı şu an yaşanan Türk bayrağı mı Türkiye
Bayrağı mı tartışması gibi. Yazının içinden cımbızlanmış cümlelerle diğer
karşıt basın yazarları yeni köşe yazıları nakşediyorlar. Hakaretin bini bir
para! Sosyal medyada orada burada bu yazılar paylaşılıp, genç neslin beyninin
yobazlar tarafından yıkanması engellenmeye çalışılıyor. Ama sorsan o
beğenmediği yazarın yazısının tamamını okumuş mu da bu kadar hakaretin
edilmesine destek verebiliyor.
Bir insanı eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilir, hatta ve
hatta fikirlerine saygı da duymayabilirsiniz! Ama bir şartla! İçinizden
istediğinizi söyleyin ama bir insana ya da bir toplumun/topluluğun değerlerine
aleni olarak saygısızlık yapamazsınız. Benim özgürlüğüm senin özgürlüğünün
başladığı yerde biterse, seninki de benim özgürlüğümün başladığı yerde biter.
Bizim ülkemizdeki en büyük putlardan biri haline geldi
Milliyetçilik kavramı. O öyle bir şey ki hem diğer halkların eşit ve özgür bir şekilde yaşamasını
istersin hem de istemezsin. Çünkü onların özgürlüğü senin putlaştırdığın bazı
şeyleri yıkmanı gerektirecek. “Neden Türk bayrağı?” diye soracak. ”Biz bir çok
ırktan değil miyiz, farklı farklı değil miyiz, madem aynı haklara sahibiz sen o
bayrağa Türk Bayrağı diyerek beni ezip geçmiş olmuyor musun, görmezden gelmiş
olmuyor musun?” diye soracak. Sen ne diyeceksin? Ben Türk’üm, senden daha üstünüm
mü diyeceksin? Bu ülkede senin hakkın yok, Kurtuluş Savaşı’nda senin deden
ölmedi mi diyeceksin?
Her şey bayrak meselesiyle başladı ama asıl mesele burada
Türk Bayrağı ya da Türkiye Bayrağı olması meselesi değil aslında, o yalnızca
bir örnek. Kendi fikrim, böyle bir talebin gereksiz olduğu yönünde. Ama
değiştirilecek olsa bile insanların milliyetçilik mefhumu altında bu kadar diş
göstermesini de anlamlandıramıyorum.
İnsan eliyle yapılmış her şey yıkılmaya, yazılmış her şey
silinmeye, koyulmuş her kural çiğnenmeye mahkûmdur. Allah’ın kuralları ve
gönderdikleri dışında bir kural benim için kutsal değildir. Milliyetçilik de
insan eliyle ortaya çıkarılmış ve bu milletin ümmetçilikten bağının koparılması
için yapılmış icat olduğuna göre o da yıkılmaya ve yok olmaya mahkûmdur.
Demiyor mu Peygamberimiz (Sas) Veda Hutbesi’nde “Arabın Arap
olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı
tenlinin siyah üzerinde, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.
Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder