Çarşamba, Şubat 03, 2016

Fırın Poşetinde Unlu Tavuk



Buralarda çok eski değilim ama bloga bir şeyler yazmayınca ya da arayı çok açınca kendimi kötü hissediyorum. Kimse okumayacak olsa bile bir şeyler yazmanın tadı bir başka. Zaten aslında kendim için yazdığımı, baktıkça da mutlu olduğumu görüyorum. Çok profesyonel değil belki ama elimden geldiğince kaliteli fotoğraflar paylaşıp, güvendiğim ve tabi ki denediğim, kendi yaptığım yemeklerin fotoğraflarını ve tariflerini paylaşıyorum. Bu yüzden içim de rahat. 

Burası benim tarif defterim. İleride de anı defterim olacak inşallah.

Bir kaç hafta önce yaptığım bu yemeği ancak yazma fırsatım oldu. Çok lezzetli olduğu için muhakkak paylaşmalıyım dedim. Ama üzerinden fazlaca zaman geçtiği için belki tarifini eksik yazarım diye korkuyorum. Tariften önce yazayım da kimsenin hakkına girmeyeyim. 

Ama malzemeler eksik olsa da fazla olsa da lezzetinden bir şey kaybedebileceğini düşünmüyorum. Tavuk ve patates, havuç bir arada nasıl lezzetsiz olabilir ki :)

FIRIN POŞETİNDE UNLU TAVUK

Malzemeler
  • 1 kilo tavuk but pirzola
  • 2 adet iri patates
  • 2 adet havuç
  • 4-5 diş sarımsak (ince doğranmış)
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 2 tatlı kaşığı un
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • Tuz, pul biber, kekik, defne yaprağı
Hazırlanışı

Havuç ve patatesi istediğiniz şekilde biraz kalınca doğruyoruz. Sos malzemelerini bir kapta karıştırıp havuç, patates ve tavuğa buluyoruz. İki tane fırın poşetine bölüştürüp ağızlarını kapatıyoruz, kürdanla 7-8 delik açıp önceden ısıtılmış fırında 220-250° C fırında iyice pişiriyoruz.

Afiyet olsun :)

Cuma, Mayıs 22, 2015

Mantar Sote


Selamun Aleyküm,

Dedim ki şuracıkta bir de sıcak yemek fotoğrafımız olsun değil mi. Sürekli tatlı pasta börek nereye kadar. Sanki çok da yapıyorum ya :):) Hem instagramda da almış başını gidiyor tatlılar, içinden çikolata sosu akan sufleler filan. Valla sıkıldım artık hafif şeyler yemek gerek. Dondurma, karpuz yazın en güzel tatlıları mesela başka tatlıya hele de çikolataya bakar mıyım hiç? :)

Mantarı çok severim. Hafiftir, girdiği her yere de yakışır bence. E bence tabiki. Ama kocamca öyle değil. Ben de artık kendim için alıp yapacağım bundan sonra, kızıma da alıştıracağım ki babasına benzemesin bu konuda :)

Hafif, çoook lezzetli mantar sote tarifini denemek isterseniz tarifi aşağıdadır. Püf noktası yapılışında da belirttiğim gibi soğanın karamelize olmasındadır. Hani böyle birazcık dibi tutmuş gibi :) Deneyin pişman olursanız yazın bana burdan :)

MANTAR SOTE

Yarim kilo mantar
1 kuru soğan
5 adet salkım domates
5-6 adet çarliston biber
2 diş sarimsak (taze sarimsak da olabilir)
Tuz,karabiber,pulbiber


Sağani jülyen dograyip bol sıvıyağda karamelize olana kadar kavurun, işin püf noktası da burada, karamelize olan soğan yemeğe öyle bir lezzet veriyor ki on numara beş yıldız. Doğrayıp limonlu suda biraz beklettiğimiz mantarların suyunu sıkıp ekliyoruz, biraz kavurup ince ince doğradığımız biberleri ekliyoruz biraz daha karıştırıp ince doğranmış domatesleri ve sarımsağı ekliyoruz, tuz, karabiber ve pul biberini ekleyip biraz daha bu şekilde kavurup 1 su bardağı kadar su ekleyip ocağın altını kısıyoruz ve bu şekilde suyunu iyice çekene kadar uzun uzun pişiriyoruz. Lokum gibi pişmiş mantar sotemiz hazır. Afiyet olsun


İnstagram dan takip etmek isterseniz; Birkatrepınar tıklayın takipte kalın :)

Salı, Nisan 28, 2015

Alaçatı - Kapı ve Pencere Aşkına!


Bu postta yemek, tatlı vs yok. Bu postta yazın habercisi yer mekan tavsiyesi bulabilirsiniz ancak.

Hafta sonu tatili için gittiğimiz İzmir'de en beğendiğim yer Alaçatı oldu. Zaten daha önce internette de araştırdığım ve gördüğüm kadarıyla da hem çok beğeniyor hem de çok merak ediyordum bu şirin yeri. Şirin dediysem, bence kalabalık olmadığında şirin. Ama yazın o kalabalıkta gidilir mi? Bence kesinlikle gidilmez, adım atacak yer kalmaz çünkü. Bu serin havada bile saat 12 den sonra iyice kalabalıklaşmıştı mekanlar.



Biz bu sene bahar bir türlü gelmediği için serin bir zamana denk geldik, bu yüzden yine de çok kalabalık değildi. Sabah 11 gibi vardığımızda sokaklarını turlamaya başladık ama etraf gayet sessiz ve bomboştu. Meğer sabah 11 e kadar trafiğe açık olan bu yer, 11 den sonra trafiğe kapatıldığı için ancak o saatten sonra insanlar dükkanlarını açıyor, dışarıya şirin ve renkli masalarını atıyor ve etraf hareketlenmeye başlıyormuş.



Gördüğünüz her bina ya butik otel ya da cafe/bar/restoran. Kahvaltı yapacak yer bulmak için sokakları arşınladıktan sonra google amcaya danışıp Demlik Cafe'ye gitmekte karar kıldık. Reçelleri ev yapımı, kahvaltısı güzel tavsiye ederiz. Ama 35 tl lik bir kahvaltı değil kesinlikle. Çeşit çok az malesef. Ama yine de tavsiye ederiz. Biz bir kişilik kahvaltı aldık yanına da ekstra bir şeyler alınca iki kişiye de gayet yetti.



Ha bir de Pazaryeri Camisinde öğlen namazı için abdest almaya cami tuvaletine gittim. Bu konuda hassasiyetim ve çokça mağduriyetim olduğu için dikkatimi çekti. Tuvalet değil sanki oturma odası :) Maşallah tuvaletleri temizleyen abla o kadar titiz ki her çıkanın ardından çamaşır suyu döküp yeri paspaslıyor. Her gelenden aldığı övgüleri de hak ediyor tabi ki. Bu da böyle bir anımdır :):):)



Velhasıl kelam; sahili olmadığı halde nasıl bu şekilde merkezileşip sahil kasabasını andırdığını anlamadığım bu güzel şirin beldeyi sakin bir zamanda ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Hem ev aksesuarı alışverişi konusunda da çok şirin ve akdeniz tarzı şeyler bulabileceğiniz bir merkez.

Tavsiye bizden, tercih sizden :)



Çarşamba, Mart 18, 2015

Havuçlu Cevizli Tarçınlı Muffin Kek




Hayırlı Sabahlar,

Doğum günü soframızdan missler gibi kek tarifim var bugün. İnternetteki tarifler kafama yatmayınca ve bu keki bu zamana kadar hiç güzel yapamayınca ben de kendi tarifimi yaparım dedim ve ortaya bu kekcikler çıktı. Aslında daha çok kabarmaları gerekiyor, ben 1 tane kabartma tozu eklediğim için çok kabarmadı. 2 tane ekleyince pamuk gibi yumuşacık ve çok lezzetli bir kek elde ediyorsunuz.

Perşembe, Mart 12, 2015

"1" Yaş Doğum Günü Partisi


Rana çiçeğimiz 5 Mart 2014 de katılmıştı aramıza. Günler günleri, haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı ve dopdolu musmutlu bir o kadar da zor ve yoğun bir yılı geride bıraktık. Çok zorlandığım, depresyonda olduğumu düşündüğüm zamanlarım oldu ama Elhamdülillah o geçmez dediğim bitmez dediğim zor zamanlar da, sıkıntılar da geldi geçti. Her sıkıntının ardında muhakkak bir ferahlık vardır buna inanmak gerek. Şimdi bu satırları yazabiliyor ve yazarken de gülümsüyorsam bu yazdıklarımı okuyan her anneye güç versin söylediklerim; zor zamanlar skıntılar geliyor geçiyor. Kuzunuzun o minicik ellerini burnunu bol bol öpün, bol bol fotoğraf çekin, bol bol konuşun onunla. Her şey geliyor geçiyor ama yeter ki onunla geçirdiğiniz zaman boş geçmesin, sonradan pişman olmayın uhde kalmasın içinizde yapmadıklarınız. Tadını çıkarın her anının. Elhamdülillah kendi açımdan içimde kalan bir şey yok tostosumla ilgili. Vaktimizi güzel geçirdik beraber :)

Beraber geçirdiğimiz 9,5 ayın sonunda işe başladım ama kızımı da teyzesine emanet ettim, elhamdülillah kızkardeşim gibi bir şansımız var ve kızımı sevgi dolu güvenilir ellere emanet ediyorum, gözüm arkada kalmıyor. Teyzesiyle 1. yaşını doldurdu sevgili balık burcu dünyalar güzeli bebeğim. İş yerinden izin aldım onun için, doğduğu gün yanında olmalıydım tabiki :) 7 Martta da 1. yaş doğum gününü kutladık. İşte bu postta doğum günü ayrıntılarını bulacaksınız. Göreceğiniz her bir şey el emeğidir. Duvardaki süsler, Rana 1 Yaşında yazısı her şey ellerimizden. İnşallah büyüdüğünde bu fotoğraflara bakar da mutlu olur.

Geçelim fotoğraflara.. Çeşit sayısını az tuttuk. Hiç bir şeyden kalmasın, israf olmasın gereksiz de uğraş olmasın diye az ve öz bir masa hazırladık. Tarifler sırayla günbegün gelecek inşallah :) 


  • Soframızda herkesin parmağı vardı :)



  • Yeşillikli Arpa Şehriye Salatası



  • Vişneli Tart






  • Havuçlu cevizli muffinler / Tarif yakında :)





  • Palyaço suratlı yoğurtlu tavuk salatası :)



  • Doğum günü pastamız. Karışık meyveli şeker hamurlu butik pasta



  • Fotoğraf çalışmaları falan :)




  • Zeytinyağlı Sarma 


Bir de annemin ellerinden missler gibi çiğ süt kaymağı sosuyla tatlandırılmış peynirli börek vardı. Kaymağın böreğe kattığı lezzete inanamazsınız. Onun da tarifini eklemeye niyetliyim ama bakalım ne zaman :)


Perşembe, Kasım 20, 2014

İki Renkli Kurabiye



Yılların kurabiye tarifi. Pek kurabiye yiyen ve yapan biri değilimdir, o yüzden bunlardan da yemedim :) Ama tabi ki bu kurabiyenin güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sorun bende, sende değil sevgili iki renkli kurabiyelerim :)


Perşembe, Ekim 30, 2014

ÇİKOLATALI TRUFF




Başka bir tarifle gelmeyi düşünürken bu trufflar çıktı karşıma. En son bunları yaptığım için en azından unutmadan, hevesim kaçmadan bloga eklemeliyim dedim. Bu aralar instagramda daha çok vakit geçiriyorum, bloguma yeterli ilgiyi gösteremiyorum. Beni instagramdan da takip edebilirsiniz http://instagram.com/birkatrepinar

Pazar, Ağustos 10, 2014

Fırında Makarna


Vay be, son posttan bu yana ne çok zaman geçmiş. Hamilelik, doğum, lohusalık, sütüm yetti mi arttı mı, gece uykularım kaçtı mı derken güzel kızım tam 5 aylık oldu. Çok şükür Allah'ıma bu günlere ulaştık. Ama şunu anladım ki anneye rahatlık yok. İlk zamanlar zombi gibi gezip kırkın çıkmasını dört gözle bekledim. Kırkın çıksın bak çok rahatlayacaksın dediler. Kırkımız çıktı baktım bi değişiklik yok. 3 aylık olsun da daha rahat edersin dediler, baktım yine değişik sıkıntılar, zorluklar. Ek gıdaya geçsin rahatlarsın, aman bi otursun yok emeklesin rahatlarsın... Yani anlayacağınız her kafadan bir ses çıkıyor ama herkes kendi yaşadığını tecrübesini anlatıyor. Bizim gibi acemi anneler de dört gözle o bahsedilen günlerin gelmesini bekliyor. Kimisi rahatlatmaya çalışırken kimi de insanın gözünü korkutuyor. En iyisi anneleri bırakalım yaşayıp öğrensinler her kafadan bi ses çıkmasın. Ben mesela kendi emzirme sıkıntılarımı anlatsam bir çok anne adayını emzirmeden soğutabilirim. O kadar zorlu bir süreçti ki hala kısmen devam ediyor.

Salı, Kasım 19, 2013

Aşure


Selamun Aleykum,

Kendimi iyi hissettiğim bir günden herkese merhaba. Güzel başladı, inşallah güzel devam edip güzel biter. 
Hazır kendimde enerji buluyorken ve akşamdan da fotoğraflarımı çekmişken :) aşuremi gecikmeli de olsa bloğuma koyabilirim dedim. Yanlış anlaşılmasın ben aşuremi aşure günü yaptım, ertesi gün komşularıma dağıttım bile. Ama tabi bloğa koymak için fırsat oluşturamamıştım ne yazık ki. Bir de sanırım aşuremin şekeri az olunca bloğa koymak içimden pek gelmedi. Daha iyisini yapınca onun tarifini veririm dedim.

Daha iyisini hafta sonu annemlere yaptım :) Ve gerçekten güzel oldu, üstelik içindeki malzemesi az olmasına rağmen. Aşurenin içine havuç bile koyan varmış. Elmayı, ayvayı anlarım da havuçtan pek emin değilim açıkçası :/

Bence aşurede önemli olan her malzemenin ayrı ayrı kaynatılması değil. Ben buğdayı, nohutu ve fasulyeyi düdüklüde beraber kaynattım, üzümü, inciri ve kayısıyı da beraber kaynatıp suyunu süzüp ekledim. Oldu mu? Çok da iyi oldu. Bence ayrı ayrı kaynatmak gereksiz ama bilenlerin de bir bildiği vardır deyip ben yalnızca kendi deneyimimi paylaşmış olayım.

Cuma, Kasım 08, 2013

Yoğurtlu Erişte/Makarna Salatası



Hayırlı Cumalar

İş yerinde arkadaşlarla yaptığımız nefis kahvaltıdan sonra bugünün güzel geçeceğine dair şüphem kalmadı :) Güzel başladı güzel bitsin inşallah.

Hazır böyle kendimi iyi hissediyorken, yazımı yazayım da bugün bloğum boş geçmesim dedim. Zaten sık sık paylaşım yaptığım yok, bari elimde bekleyen tarif varken onu da bekletmeyeyim diyorum :)